Yaşar Holding Nisan - Mayıs - Haziran, 2019

e-bülten

Muzaffer Akyol Söyleşisi

Yurt içindeki 54. sergisini, “Yüklendim narımı düştüm yollara...” ismiyle Selçuk Yaşar Sanat Galerisi’nde açan sanatçı Muzaffer Akyol, sanatsever gençlerle bir de söyleşi gerçekleştirdi.

Söyleşiye katılan gençlere sanat yaşamını anlatan, ülkemizdeki ve dünyadaki sanat yaklaşımlarına değinen sanatçı Muzaffer Akyol, konuşmasında gençlere tavsiyelerde bulundu.

“Sevgili gençler, sizler adı konmamış okyanusun sanat bireylerisiniz.Sanatçı evrensel insanlık ailesinin bireyidir. Varoluş değerlerini ıskalamadan onlara sahip çıkarak ve o değerleri özümseyerek yarına kalıcı yapı bırakmayı üstlenen bireydir sanatçı. Öyleyse sanatçı sorumludur, önce kendine sonra toplumuna ve sonra insanlık evrensel ailesine karşı” diyerek sanatçının toplumsal sorumluluğunu vurguladı.

Sanatçı Muzaffer Akyol, gençlere Anadolu’nun enerjisinden güç almalarını tavsiye ederek şöyle seslendi: “Gençler, sizden çok umutluyum. Yüzünüzü Anadolu’ya dönün, ne ararsanız orada bulacaksınız. Toprağı her karıştırdığınızda karşınıza yeni enerjiler çıkacak. Bu enerji sizi kucaklayacak. Bu enerjinin gücüyle anlatımı da zenginleştireceksiniz ve özgünlük denen anlayışın ileride kurucuları olacaksınız.

Bir Anadolu Türk ressamı olarak, bu ülkeyi bu ülkenin kültürüne girmiş objelerle dirsek teması yapmaya başladım. Bu sergide yoğun olarak karşınıza çıkan nar ve zeytin ağaçları, 140 yıllık zeytin ağacından yapılmış pasta kürekleri, Ayvalık dolap kapakları var. Sonuç olarak yüzümü Anadolu’ya döndüm.”

Zeytin ağacı ve nar ağacına sevdasını her fırsatta dile getiren sanatçı Muzaffer Akyol bu tutkusunu şöyle anlattı:”Zeytinle narı bir araya getirdiğimizde muhteşem bir armoni ortaya çıkıyor. Zeytin ağacı ve narın biraraya gelip kucaklaşması dünyanın en büyük bayramını, coşkusunu bize sunar. Ben hiçbir zaman nar resmi yapmadım. Narın resmini yaptım. Ben narın içinden nehirlerin aktığını görüyorum. İnsanların kucaklaştığını görüyorum. Narın çığlığını görüyorum. Narın gözyaşlarını görüyorum. Hümanizmasını görüyorum. Ben bu objelerin psikolojik ve kültürel derinliklerini irdeliyorum. Oradan yeni şeyler buluyorum. Çizmek, boyamak güzel, ama buna yeni bir şey katmak; işte asıl mesele budur.”

Konuşmasının sonunda gençlere geleceğe dair tavsiyelerde de bulunan Muzaffer Akyol söyleşiyi şöyle sonlandırdı: ” Gençler sanat ailesini basamaklar sinsilesi olarak düşünelim. Yükselen basamaklar. Bu basamakların hepsi çok önemli ancak bu basamakların en tepesinde üç tane var ki bu üç sanat basamağı olmadan bir toplumun çimentosu asla kaynaşmaz. Bu üç sanat basamağından biri müzik, ikincisi şiir, üçüncüsü resimdir. Bu üç sanat kılcal damarlarla biribirine bağlıdır, birbirini besler. Bu üç olgunun yaşandığı alan son derece mutlu ve keyifli alandır.”