Yaşar Holding Ocak - Aralık, 2023

e-bülten

PANEL “Anadolu’nun Limanı İzmir”

Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, Yaşar Üniversitesi’nde Anadolu’nun Batı’ya açılan kapısı İzmir’in, ticaret ve liman kenti olarak ekonomik hayata katkısının konuşulduğu “Anadolu’nun Limanı İzmir” panelini düzenlemiştir.

Oturum başkanlığını Ege Üniversitesi Eski Çağlar Dilleri ve Kültürleri Bölümü Eski Yunan Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Bayraklı Höyüğü Kazı Başkanı Prof.Dr.Cumhur Tanrıver’in yaptığı panele, Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi ve Klazomenai Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Yaşar Erkan Ersoy, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk-İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Smyrna Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Akın Ersoy ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Teos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof.Dr. Musa Kadıoğlu konuşmacı olarak katılmıştır. Panele çeşitli üniversitelerden akademisyenler, öğrenciler ve tarih ve arkeolojiye ilgi duyanlar katılım göstermiştir.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Türk-İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Smyrna Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Akın Ersoy yaptığı konuşmada ticaret limanı olan İzmir’in agorası ile tiyatrosundaki çalışmalar hakkında bilgiler paylaşarak, ele geçen buluntular çerçevesinde İzmir’in Hellenistik ve Roma dönemlerinde Ege ve Akdeniz coğrafyasındaki hangi kentler ile ticari ilişkiler içinde olduğunu anlatmıştır. Ayrıca antik kentin limanı olan ve 16. Yüzyıl ile birlikte dolmaya başlayan Kemeraltı’nda, altyapı ve üstyapı çalışmaları sırasında ortaya çıkan sonuçları katılımcılarla paylaşmıştır.

Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Klasik Arkeoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Teos Antik Kenti Kazı Başkanı Prof.Dr. Musa Kadıoğlu; Smyrna'nın (Eski İzmir) 60 km güneybatısında Seferihisar İlçesi, Sığacık Mahallesi sınırları içerisinde yer alan ve 12 İon Kent devletinden biri olan Teos’un, MÖ 10. yüzyıldan MS 12. yüzyıla kadar gelişim gösterdiğini aktarmıştır. Bu gelişimde özellikle hem kuzeyde hem de güneyde yer alan uluslararası ticaret açık iki limanının önemli rol oynadığının altını çizmiştir. Günümüzde Sığacık Körfezi’nde yer alan antik kentin kuzey limanının antik kaynaklar tarafından Gerrhaiidai ya da Geraesticus olarak, Teos körfezinde yer alan güney limanın ise portus ante urbem (kentin önündeki liman) olarak adlandırıldığını, daha korunaklı kuzey limanın Antik Dönem'den Osmanlı Dönemi sonuna kadar askeri ve ticari liman, güneydeki limanın ise Antik Dönem’de ticari, Osmanlı Dönemi’nde ise Tuzla limanı olarak kullanıldığını belirtmiştir.

Kadıoğlu, konuşmasında bu limanların Geç Geometrik ve Arkaik Dönem’de kentin önemli gelir kaynakları arasında yer alan şarap, zeytin yağı ve diğer tarımsal ürün üretimi ile seramik (kuşlu kaseler) ihracatında önemli rol oynadığını, Roma Dönemi’nde bu ürünlerin yanı sıra Teos çevresinde çıkarılan Bigio Antico (gri renk mermer), Bigio Morato (koyu gri mermer) ve Lucullus Mermeri / Africano'nun (renkli mermer) deniz aşırı bölgelere taşınmasında da önemli olduğunu vurgulamıştır. Kadıoğlu, 1521 yılında Sığacık Limanı’na uğrayan Piri Reis’in, Sığla’nın (Sığacık) güneyindeki limandan (Teos Güney Liman) Tuzla limanı olarak bahsettiğini aktarmıştır. Osmanlı Dönemi’nde Seferihisar Tuzlası (Teos Güney Liman), İzmir, Patnos ve Özbek tuzlaları ile birlikte önemli bir yere sahip olduğunu, Seferihisar Tuzlası’nın, 16. Yüzyılda Aydın Sancağı’nda bulunduğunu ve İzmir kazasıyla ilgili tuzla gelirlerine 1467 tarihli tahrir defterinde rastlandığını ve defterde tuzla gelirlerinin, Özbek, Seferihisar, Patnos tuzlaları ile birlikte 317.000 akça olarak verildiği belirtmiştir.

Yaşar Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Yarı Zamanlı Öğretim Üyesi ve Klazomenai Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Yaşar Erkan Ersoy yaptığı konuşmada; Kuzey İonia Bölgesi’nin önemli kent devletlerinden birisi olan Klazomenai’de, son yıllarda su altında gerçekleştirilen kazı ve belgeleme çalışmalarının, MÖ 6. yüzyılın başlarında inşa edilen ve Klasik dönem içlerine kadar kullanılan bir liman tesisinin varlığını ortaya çıkarttığını aktarmıştır. Bununla birlikte, bir çok antik kentte olduğu gibi bir burnun ucuna inşa edilen bu liman tesisinin, şimdiki verilerden hareket ile bir mendirek ile buna bağlanan bir iskeleden oluştuğunu ve deniz tabanında gerçekleştirilen kazılarda elde edilen çok sayıda seramik buluntunun, pişmiş toprak kaplarda taşınan üzüm, ve zeytin çekirdekleri başta olmak üzere, diğer organik malzemelerin, bu limanın çok yoğun bir kullanıma sahip olduğunu gösterdiğinin altını çizmiştir.  Ayrıca liman kazısında elde edilen arkeolojik buluntuların da Klazomenai'in özellikle MÖ 6. yüzyılda, denizaşırı topraklarda, en önemlisi Kuzey Karadeniz sahilindeki İon kolonileri ile kurmuş olduğu ilişkilerin fiziki anlamda kanıtı olduğunu, Karadeniz Sahili’ndeki birçok kolonide MÖ 7. – 6. yüzyıl tabakalarında ele geçen İonia kökenli malzemeler ile birebir örtüşen bu buluntuların, kentin gerçekten de denizaşırı ticaretteki önemini destekleyen veriler olduğunu belirtmiştir.

Ersoy konuşmasında, Ege dünyasında, insan eliyle inşa edilmiş liman tesislerinin en erken örneklerinin MÖ 7. yüzyıl içlerine kadar geriye gittiğini ve Klazomenai liman tesisinin de bu alandaki sınırlı olan bilgilerimizi hem pekiştirmesi hem de çeşitlendirmesi ile özel bir yerde bulunduğunun altını çizmiştir. Aynı zamanda son yıllarda, Ankara Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi, Koç Üniversitesi, ve Kanada’daki McMaster Üniversitesi bünyesindeki araştırmacıların iş birliğinde yürütülen bu çalışmalarda, kıyı şeridinin paleocoğrafyasının analizi, bugünkü Urla İskelesi’ndeki limanın kısmen altındaki mendirek de dahil olmak üzere Arkaik dönem liman tesisinin mimari kalıntılarının belgelenmesi, Karantina Adası’nın batı sahilinde Roma dönemine ait olan liman kompleksinin ayrıntılarının tanımlanması çalışmaları yürütüldüğü bilgisini katılımcılarlarla paylaşmıştır.

Panelin sonunda, Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Müdürü Sema Kemahlı, oturum başkanı ve panelistlere, konuşmalarında geçmişe dair sundukları bilgilerle geleceğimize ışık tuttukları için teşekkür ederek günün anısına plaket takdim etmiştir.